türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Haziran 2017 Pazartesi

ADALET NEREYE GİDİYOR

Çok eski yıllarda İngiltere’de bir gelenek varmış. Sıradan bir vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalınıp herkese duyurulurmuş. Bir asil öldüğünde iki kez, kralın bir yakını öldüğünde üç kez, kral öldüğü takdirde ise dört kez çalınırmış. Günün birinde, herkesin hak aramak için sığındığı mahkeme, bir vatandaşı haksız yere mahkûm etmiş… Ve kilisenin çanı tam beş kez çalmış.

Ahali merak içinde kalıp papaza koşmuş: “Ey papaz efendi, kraldan daha önemli biri var mı ki o ölünce çan beş kez çalınsın…” Papaz yanıt vermiş:

“Kraldan daha önemli bir şey var!.. Adalet öldü.
Adalet soyut değil, kıymetli ve yaşamsal bir kavram. O kadar kıymetli ki, adaletin felsefesini ve edebiyatını, insanın ruhuna dokunarak yazanlar ve onun erdemliğini insanın aklına ve yüreğine bir hak olarak ekmişler. Solmasın, ölmesin, yaşasın istemişler. Adaletin erdemliğini ve insanlık için ne kadar yaşamsal olduğunu ise, toplumsal hayatın soğuk cehennemlerde yaşadıkları travmalarla nakış nakış işleyerek yazmışlar.
Toplama kamplarındaki sıralı ve toplu ölümlerde tek çığlık vardı: Adalet! İnsanlar ölürken dahi “adalet ölmesin” diyerek direnmeyi seçmişler. Çocuklarına bırakabilecekleri en yüce mirası adalet bilmişler.
Örneğin Nobel Barış Ödülü sahibi Elie Wiesel böyle bir insandı.

Sol kolundaki dövmede, A-7713 yazıyordu. Bu onun 1944’te Naziler Auschwitz-Birkenau toplama kampındaki sıra numarasıydı. Tüm ailesini Adolf Hitler gibi bir faşist diktatörün adaletsizliği ve zulmünde kaybetti.
Elie Wiesel, tanıklık ettiği tüm zulümlerin sonucunda dünyaya unutulmaması ve her daim akılda kalması gereken bir öğüt bıraktı; “Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı.”

Türkiye’de adaletsizliğe itiraz edecek güç, birikim ve toplumsal akıl mevcuttur. Türkiye’de adaletsizliğe karşı itirazlara, düşüncelere ve hak temelli demokratik tutumlarını dile getirenlere AKP hükümetinin tahammülü olmasa da, bu toplumsal adalet ihtiyacını ve talebini toplumsallaştırmak mümkündür. OHAL ve KHK rejimi ile adaletin ve yargı bağımsızlığının, iktidar güdümüne terk edildiği bir dönemde, “Adaletsizliğe Hayır” itirazımızı diri ve canlı tutmalıyız.

Adaletin, hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının “üsttekilerin” elinde köleleştirilmiş ve baskı aygıtına dönüştürülmesine itiraz etmeliyiz. Adalet, yargı ve hukuk herkes için eşit ve ortak yaşamın temeli olmalıdır.
Devlete dinsel ve mezhepçi kimlik bulanlara, adalet ve laiklik kimliği bulmaları hatırlatılmalıdır. Çünkü adaletsizlik ve hukuksuzluk, toplumsal sevgiyi ve toplumsal vicdanı da öldürüyor. Oysa toplumsal sevgi ve vicdan, devlette adaletin ve toplumsal yaşamda barışın temelidir.

Devlete etnik kimlik bulanlara, insan haklarına ve onuruna dayalı, hukukun üstünlüğü ve bağımsızlığı kimliği bulmaları hatırlatılmalıdır. Eşit yurttaşlık hakkı temelinde bir arada ve barış içinde yaşama hakkımızın zemini ve teminatının sadece bu olduğu gerçeği yüksek sesle dillendirmelidir.

Adalet ve vicdan, AKP Türkiye’sine yabancılaşmıştır. Özellikle de OHAL ve KHK rejiminde, adalet ve bağımsız yargı mum ışığı ile aranır hale gelmiştir.

Gezi Direnişi ve 16 Nisan HAYIR hareketlerinden sonra, CHP, gecikmiş olsa da, “Adalet” yürüyüşü ile doğru ve siyasetin toplumsallaşmasına zemin yaratacak bir adım attı. Bu adım aslında bu sürecin tabandan gelen basıncın, adalet ve vicdani tekrar Türkiye ve devlet ile tanıştırmak isteyenlerin sokaklara ve hak meydanlarına akmasını talep eden beklentisine kucak açmaktı. CHP bunu iyi okudu ve gereğini yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin insan haklarının saygı duyulduğu, korunduğu ve desteklendiği bir Türkiye toplumu için 25 güne kadar süreceği tahmin edilecek bir yürüyüş, CHP tarihinde bir ilk direniş örneğidir.
Özellikle İngiltere, Almanya ve Fransa’daki seçimlerde sosyal demokratların siyasetin direksiyonunu daha da sola kırarak oylarını artırdığını gören CHP, bu sol rüzgârın etkisini de kucaklamak istemiş gibi görünüyor. Ama bunu CHP için söylemek çok erken. Zira CHP’nin solun değerleriyle buluşması için çok yol kat etmesi gerekiyor.
CHP’nin alkışlanmayacak “dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet” kararına karşı, şimdi alkışlanacak bir iradeyi ortaya koyarak, “Adalet” yürüyüşü başlatması önemlidir. Herkesin amasız ve fakatsız bu hareketi desteklemesi gerekir.
Memlekette adalet yok. Kılıçdaroğlu’nun “AKP Sarayı ile Adalet Sarayı’nın Adaletsizliklerine” karşı yürüyüş toplumsallaşıyor.
AKP, MHP ve Vatan Partisi adalet talebine karşı aynı cephede ortaklaşsa da, adalet yürüyüşü HAYIR blokunu harekete geçirmiş ve desteğini almış görünüyor.

Çünkü toplumsal barışın, laikliğin ve demokrasinin inşası için, ilk adım, adaletin ve yargının bağımsızlığını sağlamaktır. Bu herkes için ortak payda diyebileceğimiz, demokratik bir önermedir.
Kimlikleri, meslekleri, inançları, dilleri ve siyasal tercihleri ne olursa olsun, demokratikleşmenin önünde engel olan adaletsizliğin ve yargının iktidara bağımlılığına karşı, tüm toplumsal kesimler adalet ve yargının bağımsızlığı için hak meydanlarına sahip çıkmalıdır.

Adaletin öldürülmesine izin verilmemeli, çocuklarımıza bırakılacak en kıymetli miras olmalı

.Kaynak:http://www.birgun.net/haber-detay/adalet-oldu-165705.html

4 Haziran 2017 Pazar

Ramazan Bayramı ne zaman başlıyor?

 ne zaman başlıyor?  2017 Ramazan Bayramı hangi güne denk geliyor?  İşte tarihi


11 ayın sultanı Ramazan ayı milyonlarca müslüman tarafından coşku ve sevinç ile karşılandı. Her sene ibadet ve dualar ile gecen bu ayın ilk çeyreği ise geride kalmak üzere. r ne zaman? sorusunun yanıtı gün geçtikçe merak edilmeye başladı. Ramazan Bayramı hangi güne denk geliyor? Tatil planı yapan okuyucularımız için ''2017 Ramazan Bayramı ne zaman başlıyor?'' sorusunun cevabını bu başlık altında derledik.

Her yıl sevinç ve coşku ile geçirilen bir Ramazan ayını daha idrak etmenin mutluluğunu milyonlarca müslüman yaşıyor. Bir yandan ise ''amazan Bayramı ne zaman başlıyor?'' sorusunun yanıtı da merak ediliyor. 11 ayın sultanı Ramazan'ın ilk çeyreği geride kaldı. Peki Ramazan Bayramı 2017 hangi güne denk geliyor? Şeker bayramı olarak bilinen ve özellikle çocukların beklediği  İşte cevabı...

RAMAZAN BAYRAMI 2017 NE ZAMAN BAŞLIYOR?

Diyanet İşleri Bakanlığı'nın takvimine göre bu sene özellikle çocukların beklediği Ramazan Bayramı 25 Haziran Pazar gününe denk geliyor. Böylece Pazar, Pazartesi ve Salı günleri resmi tatil yapılacak.

RAMAZAN BAYRAMININ ÖNEMİ
Ramazan Bayramının önemini öncesinde ibadetinde bulunduğumuz farz olan Ramazan Ayı orucunda görüyoruz. Cenabı Allah'ın nimetleri karşısında şükrünü eda edip bir ay boyunca oruç tutan müslümanları bağışlanmış olma ve Allah'ın rızasını kazanmış olma ümit ve sevinciyle Ramazan Bayramını kutlarlar.
Ayrıca bu bayramda fitre zekat ve sadakalar ile ihtiyaç sahipleri gözetilerek toplumdaki sosyal denge sağlanmış olur. Toplumun her seviyesinden insan buluşarak gerçek kardeşliğin ve huzurun oluşması sağlanmaktadır.
İslami bayramlar dünya genelinde kutlanan diğer bayram ve festivallere benzemez. Günümüzde dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlenen festival niteliğindeki kutlamalarda fuhuş had safhaya çıktığı gibi israf ve tahrip en üst seviyelere çıkmaktadır. İnsanın başıboş hayvanlardan bile daha sefihçe hareketler yaparak kendilerinden geçtikleri bu tür etkinlikler beraberinde topluma ahlaksızlıktan başka bir şey kazandırmamaktadır.
İslami bayramlarda ise az önce söylediğimiz gibi insan Allah'a olan kulluğunu hatırlar. O'nu gönlünde yakınında hisseder ve dünyaya ne için geldiğini bir kez daha hatırlamış olur.
ORUÇ NE ANLAMA GELMEKTEDİR?
Oruç Arapça'da "savm" kelimesiyle ifade edilir. Savm sözlükte nefsi tutmak ve engellemek anlamındadır.
İslam dininde oruç, sabahın başlangıcı sayılan ikinci fecirden (tan yerinin ağarmasından) başlayarak güneşin batışına kadarki sürede başka bir deyişle imsaktan iftara kadar ibadet niyetiyle yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden nefsi uzak tutmaktır.
Oruçtan beklenen amacın gerçekleşmesi için dikkat edilmesi gereken şeyler vardır. Kamil anlamda oruç bütün organların iştirakiyle gerçekleşir. Şöyle ki: Oruç tutan kişi mideyi yemek içmekten koruduğu gibi, dili de yalandan, gıybetten, kötü ve boş sözden uzak tutmalı- dır. Göz harama bakmamalı, kusur aramamalıdır. Kulak gıybet, dedikodu ve boş sözler dinlememelidir. Gönül güzel şeyler düşünmelidir. Bilinmelidir ki, organları orucu iştirak etmeyi başaramayan kişi şeklen oruç tutmuşsa da, oruçtan beklenen gayeye bütünüyle ulaşamamış demektir
2017 RESMİ DİNİ GÜNLER VE HAFTALAR HANGİ TARİHLERDE OLACAK?
- 29 Mart 2017 - Çarşamba Günü | Üç Ayların Başlangıcı
- 27 Mayıs 2017 - Cumartesi Günü | Ramazan'ın Başlangıcı
- 21 Haziran 2017- Çarşamba Günü | Kadir Gecesi
- 24 Haziran 2017- Cumartesi Günü | Arefe
- 25 Haziran 2017– Pazar Günü| Ramazan Bayramı 1. Gün
- 26 Haziran 2017- Pazartesi Günü | Ramazan Bayramı 2. Gün
- 27 Haziran 2017 - Salı Günü | Ramazan Bayramı 3. Gün
- 31 Ağustos 2017- Perşembe Günü | Arefe
- 1 Eylül 2017 - Cuma Günü | Kurban Bayramı 1. Gün
- 2 Eylül 2017 - Cumartesi Günü | Kurban Bayramı 2. Gün
- 3 Eylül 2017 - Pazar Günü | Kurban Bayramı 3. Gün
- 4 Eylül 2017 - Pazartesi Günü | Kurban Bayramı 4. Gün

Bir An Önce Tanışmanız Gereken Şifası Kendinden Büyük Bir Besin: Arı Poleni

İsmini belki de ilk defa duydunuz ya da hali hazırda karşılaşıp güzelliklerinden ve şifasından pek de haberdar değilsiniz. Yazının geri...